13 Aralık 2012 Perşembe

Ulu Ağaç Destanı

           İrokua kabilesinden Çavuşevsku ve Tzikişvili cadırlarından çıkıp karınlarını doyurmaya karar verdiler. Buldukları her çalılık arkasına dalarak mideye indirilesi şeyler kovalamaya başladılar. Az gittiler uz gittiler neyse ki gölün kenarında ıspanaklı börek yapan çayı güzel bir yer keşfettiler. Tzikişvili ıspanaklı börek sevmezdi o da domatesli küçük pizzalardan söyledi. Yemekler gelene kadar tezgahın arkasındaki dişiyi kestiler. Güzel değildi yine de kesmeye devam ettiler.  Karınlarını bir güzel doyurduktan sonra kimselere karışmadan çadırın yolunu tuttular, dönerlerken bir de iddaa yaptılar, belki de yapmadılar. Ev yolunda onları Ulu bir ağaç karşıladı. O kadar uluydu ki o kadar olur. Yanına sokuldular. Bir de ne görsünler! Ulu Ağacın dallarında afrika tarzı müzik yapmaya elverişli, kuru şık-şık yaprakları var. Çok sevindiler. Akşama kadar kamış içip müzik yaptılar. Dans ettiler ve gönüllerini hoş tuttular. O gün bu gündür Ulu Ağac her Zamoga türküsü çalındığında anılır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder